Otobüsün gözüme kâh sarı kâh kırmızı gözüken soluk ışığını seyrediyorum. Mavi yıpranmış kılıflı koltuklarını, parlak kaplaması yer yer soyulmuş metal tutunma direklerini, parlayan neredeyse fosforlu diyebileceğim dur düğmesini..Dışarıda sağanak bir yağmur var, Damlalar otobüs camlarını dövüyor. Başımı oraya yaslasam belki bana da sıçrayacak. Hava çoktan kararmış. Evlerin, dükkanların, sokak lambalarının ışıkları aydınlatıyor çevreyi. Arada korna sesleri duyuluyor, evine gitmeye çalışan insanların gürültüye dönüşen toplu adımları… Sonra şimşekler çakıyor. Aydınlanan havayı birkaç saniyeyle izleyen gök gürültüleri…
“BU OTOBÜS NEREYE GİDİYOR?” okumaya devam et →