GELİN TANIŞ OLALIM’DAN TEBESSÜME

“Müzikal değil. Tek kişilik müzikli oyun.” Bu ibare ile dikkatleri üzerine toplamıştı eser. Trump Kültür Merkezi’nde düzenlenen bu etkinliğe gitmeye karar vermemde, şüphesiz Türk halk müziğine, abdallığa ve ozanlık kültürüne olan merakım etkendi. Tek kişilik bir sahneleme olması da beni cezbetmişti. Oldum olası tek kişilik oyunlara ilgiyle yaklaşmışımdır. Bu oyun, Fırat Tanış’ın oyunculuğu ve sanata bakışını da beğendiğim için aklımı meşgul eden, gitme arzusunu içimde barındırdığım bir projeydi. Oyunda anlatılan menzil metaforunu, dünyevi menzilimde kaybolmaktan ötürü oyunu izleyemediğim süreye ait pişmanlığımla bağdaştırarak şahsıma olan kızgınlığımı da ifade etmek isterim. “GELİN TANIŞ OLALIM’DAN TEBESSÜME” okumaya devam et

“ENGELLENECEK BİR HAYAT AMACI KİMSEYE SEÇTİRİLMEZ”

Sinem Demirdöven, ilk romanı Gören Gözler ile görünenin ötesine geçme cesaretini okurlarıyla paylaşıyor. İnsanın kendini bulma hikâyesinden evrenin hakikatini gerçekleştirmeye ve dünyayı dönüştürmeye uzanan bir yolculuk olan Gören Gözler, Pika Yayın etiketiyle 28 Ocak tarihinde raflarda yerini alacak. ““ENGELLENECEK BİR HAYAT AMACI KİMSEYE SEÇTİRİLMEZ”” okumaya devam et

“PARMAKLARIMIZIN ARASINDAN KUM GİBİ SÜZÜLEN HAYATI KAYIT ALTINA ALMAK”

Eserlerine baktığınızda sizleri tarihi bir kapının aralığından baktıran Ressam Sami Coşkun, İskemle Sanat’a konuştu… Sanat ve toplum ilişkisini, resimlerindeki hissiyatı ve en’lerini anlatan Sami, sanatı aşağıdaki muhteşem ifadelerle tarif etti:

” O güzel, naif ve antik hikâyede bahsedildiği gibi, yola çıkacak sevgilinin gölgesini duvara çizen kızın içgüdüsü ile şimdiki içgüdümüz muhtemelen aynıdır: parmaklarımızın arasında kum gibi süzülen hayatı kayıt altına almak” ““PARMAKLARIMIZIN ARASINDAN KUM GİBİ SÜZÜLEN HAYATI KAYIT ALTINA ALMAK”” okumaya devam et

KENDİMİZİ KATLETMEK

İNTİHAR KİMSENİN İLK KATLİAMI DEĞİLDİR!

İnsan neden kendi kendinin katili olur? ‘İlkler her zaman zordur, sonrası kolay’ şeklinde açıklanabilecek bir tabiat yasası gereği, katiller ilk defa bir insanı öldürdüklerinde zorlandıklarını ama ikincisinde bunun kolaylaştığını söylerlermiş. Öyleyse şunu diyebiliriz, intihar hiçbir insanın ilk katliamı değildir. İnsan kendinden önce tutunduğu dalın, hayallerinin, umutlarının ve güzel olan bilumum şeyin katili olur. Ardından sıra kendisine geldiğinde daha önceki cinayetlerinin vicdan azabını da taşıyarak son kez katil olur.

“KENDİMİZİ KATLETMEK” okumaya devam et

BURAYA YİNE BAŞLIK BULAMADIM

Bu hafta İskemle’ye “anlatsam mı, anlatmasam mı” ikileminde kaldığım bir kitapla geldim. Yapı Kredi Yayınları’na ait Esin Talu çevirisiyle okuduğum Amin Maalouf’un Doğunun Limanları kitabı, bana bir roman için çok kısa geldi. Toplamda 167 sayfa ve karakterler yaşananlara rağmen yüzeysel, hisleriyle yer yer basit hatta kurgu aceleye gelmiş gibi. Olayların yaşanması ışık hızında fakat bunlara rağmen beni derinden etkilemeyi başardı ki “okunsun” dediğim kitaplar arasına girdi. “BURAYA YİNE BAŞLIK BULAMADIM” okumaya devam et

YOK, HEYECANINI KAYBETMİŞSİN

Bir anlığına suya bakarken, beni yaşatan/yaşamama sebep olan tek şeyin heyecanım olduğu fikrini hissettim. Bu fikri hissetmek de beni heyecanlandırdı ve heyecanlandığım diğer şeyleri düşündüm. Küçük bir akvaryum kurmak üzereyken heyecanla aradığım, bulduğumda özenle seçtiğim taşları; İskemle için düşündüklerimi, gelen yazıları düzenlerken yaşadığım heyecanımı düşündüm. Bunlarla beni hayatta tutan hissiyatı pekiştirdim. “YOK, HEYECANINI KAYBETMİŞSİN” okumaya devam et