DARÜLBEDAYİ’DEN YENİ OYUN: VEBA

Darülbedayinin, yani İstanbul Şehir Tiyatroları’nın yeni oyunu olan “Veba” oyununu kaleme almaya çalışacağım. Salgın sebebiyle seyircilerden uzak kalınan sürecin ardından yeni bir oyun sahneleme fikri oldukça cesaretli bir eylem. Pandemi yasaklarının uygulandığı dönemde tiyatro camiası da evlerine kapanmak durumunda kaldı. Bu da beraberinde hem sahne arkasındaki hem de sahnedeki emekçilerin tiyatro kondisyonunun düşmesine yol açtı. Teknik tabiriyle Doms, Anadolu tabiriyle hamlama diye bilinen bu sendromu tiyatro emekçilerinin büyük kısmının yaşadıklarını düşünüyorum. Bu durumda üretmek, yazmak ve yeni bir oyun sahneleme fikrinin zor ve zahmetli olduğunu kabul etmek ve değerlendirmeleri buna göre yapmak gerekir. “DARÜLBEDAYİ’DEN YENİ OYUN: VEBA” okumaya devam et

Rus’a Kul Olan

Rus’a Kul Olan

Aytmatov kitapları çözümlenmesi zor olaylardan meydana gelmez. Aslında birçoğumuzun yaşadığı, dinlediği, gördüğü olayları anlatır. Onun kitaplarında okuru öfkelendiren bir kötü ve kötülük vardır. Tıpkı hayatlarımızda her daim var oldukları gibi. Fakat bu kitapta kötünün sembolize edilmesidir aslolan. Hatta iyilikte, umutta, hayalde sembollerle anlatılmıştır. Örneğin Orozkul, bu karakter ismiyle bile bir semboldür. Rus’a kul olana Oruskul der Aytmatov… “Rus’a Kul Olan” okumaya devam et