İçim dökülüyor Allah’ım
İçim taşıyor benden
Eğilip toplamaya çalışıyorum
Fakat benzemiyor yerden ölü kuşları toplamaya
Sabahları göremeyen
Ve gün doğumlarına yetişemeyen gözlerimi
Değdirmemeye çalışıyorum o boşluğa
Fakat benzemiyor bir çocuğu kandırmaya
Bahçelere kaçan, toprakları aşan bir aşk bu
Göğüs kafesimde ölü bir kuşu saklatan
Kırıp kırıp döken acımasız bir sessizlikle
Fakat benzemiyor bir lal suskunluğuna
Rüzgar dolup dolup üşütür boşlukları
Üşütür, hatırlatır kendini
Sökmez içini, döker, yazsınlar bir kere daha
Fakat benzemiyor bir çiçeğin dökülen yapraklarına
Daha portakal bahçelerini gezdirecektim sana
Hiç göremeyeceğin o dağların ardını
Evrenleri boncuk boncuk dizecektik çakıl taşlarına
Bir bahar daha yok görülecek
Bilirim, ruhum kalana dek dökülecek
Ah, içim dökülecek
Sökülecek seninle
Kevser ÖZ
Fotoğraf :Gülsüm ERCAN
Yayımlayan