Gitmeyeceğiz Buradan

Bin kez daha kolay, daha olanaklı

geçirmek bir iğne deliğinden

bir kocaman fili,

balık avlamak göklerde,

toprak sürmek denizlerde sabanla.

traktörle, zır zır konuşturmak bir timsahı

bin kez daha kolay, daha olanaklı.

Ama zorbalığınıza, baskılarınıza güvenip

düşünme gücünün ışığını söndürmek

ve kendimize çizmiş, olduğumuz yoldan

ayırmak halkımızı bir kıl payı,

işte bu olanaksız.

 

Sanki biz.

Ledda’da, Ramla’da ve Celile’de

yirmi bin olamaz şeyiz.

 

Burada,

göğüslerinizin üzerinde

bir duvar gibi

uzanıp kalacağız.

Gırtlağınıza saplanmış

bir cam parçası gibi

burada.

Dikenleri yontulmamış bir yabani incir gibi.

bir ateş, bir alev fırtınası gibi,

gözlerinize bata bata

burada.

 

Burada,

göğüslerinizin üzerinde

bir duvar gibi

uzanıp kalacağız.

Meyhanelerde bulaşık yıkayarak,

doldurarak beylerin kadehlerini,

karanlık mutfaklarda yerleri silerek,

köpek dişleri gibi sivri dişlerinizden

bir lokma ekmek kopararak çocuklarımıza,

kalacağız burada.

 

Burada,

göğüslerinizin üzerinde

bir duvar gibi

uzanıp kalacağız.

Aç.

Çıplak.

Güvensiz ve tedirgin.

Şiirler söyleyerek.

Sinirli sokakları

doldurarak gösterilerle

ve zındanları

gururla.

 

Yeni çocuklar yaparak

birbiri ardından,

kuduz nesiller gibi

yeni çocuklar.

 

 

Sanki biz.

Ledda’da, Ramla’da ve Celile’de

yirmi bin olamaz şeyiz.

Biz,

denizlerine susamışlar.

kalacağız burada.

Zeytin ve incir ağaçlarının

kaybolmuş gölgesine

gözümüzü dört açarak.

Hamura maya atılır gibi

ağaçlar dikerek

yeni yeni.

Sinirlerimiz buzlar içinde ama

yüreklerimiz cehennemler gibi.

 

Biz,

eritiriz taşları

yanınca içimiz.

Gitmeyiz ama,

gitmeyiz taş çatlasa.

Ve esirgemeyiz hasisler gibi

taptaze kanımızı.

Bir geçmişimiz var bizim

burada,

bugünümüz var

ve geleceğimiz.

 

Tevfik El Zeyyad

 

Yayımlayan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir