GÖLGEN BÜTÜN KARANLIĞI YENDİ

şimdi sustuğum ne varsa

bir bir delecek içimi, lafza

içim, dökülen bir toprak

parça parça, parçalanarak topladığım

başımı sokacak bir yuvasız çocuğum

çünkü gökyüzü bir kudüs’e annedir

tutar kaldırır düştüğü çukurlardan

bense hiç kalkamadım o ilk yürüdüğüm yoldan

hiç utanmadım aynadaki çocuktan

beni bulduğunda yolda yürüyordum

karanlık bir yol, nasıl küçüğüm

üstelik ben ne zaman bir yola çıksam

kararırdı gök, güneş dökülürdü evrenden

ışığım yolun sonu sanıyordum, nasıl küçüğüm

çetrefilli, ıssız ve kimsenin geçmediği bir yol

umudum yolun bittiği yerde diyordum

sen bana meşale olana dek

geldin, kimsesiz yolun kimsesi oldun

yandım, ışıklar saçıldı göğe

öyle vardın ki, öleceğim sandım, nasıl küçüğüm

gölgelendim sinende, gölgen günün bütün saatleri

attığın adımları taklit ettim

ışığı arıyoruz sanıyordum

gülüyordun, hiçkimse ölmezmiş, gitmezmiş gibi

seni en çok kurşun askere benzetip

hiç sönmeyen bir ateşte seyrediyordum

yolun sonu neresi, yol nereye ulaşır unuttum

ışığım oldun, unuttum karanlıkta yolu aramayı

ışığım oldun, karanlıktaki kuşlar yuvaya döndü

KEVSER ÖZ

Fotoğraf: Gülsüm Ercan

Yayımlayan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir