“GÜNEŞE DÖN YÜZÜNÜ, SIRRI KUMDA SAKLI”

Sıcak Cam Sanatçısı Menekşe Bilgiç, Ankara Altındağ, Fener Sokak’ta  “Güneşe Dön Yüzünü, Sırrı Kumda Saklı” adlı sanat ve mitoloji temalı sergi açtı. 22 Ocak’ta açılan sergi, 22 Mart’a kadar sanatseverlere ev sahipliği yapacak.  Daha öncesinde birçok sergi açan Sıcak Cam Sanatçısı Menekşe Bilgiç, sanatsal faaliyetleri ve eserleri hakkında İskemle Sanat’a konuştu.

Ahşap, mozaik, cam üzerine sanatsal çalışmalar yapan Sıcak Cam Sanatçısı Menekşe Bilgiç, geçmiş dönemlerde Belediye ortaklığı ile muhtelif projelere imza attı. Fener Sokak’ta içinde sanat, tasavvuf ve mitolojik öykü ve simgeler barındıran eserler inşa etti. Şimdi ise Güneş Sanat Galerisi’nde eserlerini sergiliyor.

“15 YILDIR BU SANATI İCRA EDİYORUM”

Hastane müdürlüğünden ayrıldıktan sonra 15 senedir Cam sanatını icra ettiğini ifade eden Sıcak Cam Sanatçısı Bilgiç, “15 yıldır bu sanatı yapıyorum. Eski hastane müdürüyüm, Ankara’ya iki tane hastane kurdum.  Hastane müdürlüğünün üzerinde teklifler geldi mevcut hükümetten. Fakat ben idari işleri pek çok insan yapabilir diyerek kendi ilgi alanıma, sanatıma yöneldim. Çocukluğumdan beri tasavvufun içindeyim. Sanat ve tasavvufu birleştirmem gerektiğini düşündüm. Bu bilgiler benimle kalmamalı, paylaşmalıyım dedim ve bu şekilde cam sanatına yönelmeye karar verdim.”dedi.

“DURDURUN TEKERLEĞİ”

Sanat ve tasavvuf harmanlaması yaptığını söyleyen Bilgiç, “Bu gördüğünüz tekerlek Hint inanışındaki reenkarnasyonun simgesidir. Sadece Hint inanışını değil pek çok inanışı beraber çalışıyorum. Hindistan’da da çok daha büyük boylarda her yerde görülebilir. Burada lotus çiçekleri üzerine çalıştım. Tekerleğin her bir dönüşü bir yaşam diye inanılıyor. Ve bir yaşam bittikten sonra tekrar bir dönüş, reenkarnasyonla tekrar bu dünyaya geliş ve tekrar bir yaşam. Eserin adı “Durdurun Tekerleği”. Hintliler genelde ölürken tanrıya yakararak ölüyorlar. Durdurun tekerleği yani bizi tekrar buraya göndermeyin. Bizi aydınlanmış olarak o tarafa alın demek istiyorlar. Pembe lotus çiçekleri Budizm inancından geliyor. Buda’nın pembe lotusta oturulduğuna inanılıyor ve çok yüksek bir mertebe olarak kabul ediliyor. Camdaki pembede altınla sağlanabilir.  Maviyi yakalamak için bakır kullanılıyor ama pembeyi yakalamak için altın kullanılıyor.” diye konuştu.

“LOTUS ÇİÇEĞİ DE REENKARNASYONU TEMSİL EDER” 

Lotus çiçeklerinin ilk çiçek olarak Mu Medeniyetinde kabul edildiğini belirten Bilgiç, “Mısır’da binlerce yıl bu çiçeğin tohumunun dışarıya çıkarılması yasaklanmıştır. Kutsal kabul edilir. Lotus çiçeği de reenkarnasyonu temsil eder. Şöyle, üzerine toz geldiğinde lotus çiçeğinin yağmur damlasını bedeninde dolaştırarak tozları temizliyor. Geceleri suyun altına çekiliyor, gündüzleri suyun üstüne çıkıyor. Bu da tekrar yeniden doğuşu yani reenkarnasyonu temsil ediyor. Burada hem tekerlekte lotus çiçeğinin hem de tekerleğin dönüşünün reenkarnasyon özelliklerini bir araya getirdim. Normalde lotus çiçeklerinin üzerinde bakteri üremez ama ben üzerine çeşitli noktalamalar yaptım. Bu noktalar bakteriyi temsil eder. Sebebi ise ahir zamandayız. Yani doğrunun yanlış, yanlışın doğru olduğu zamandayız. O nedenle dünya o kadar kirlenmiştir ki lotuslarda bile bakteri üremiştir diye bir mesaj veriyorum. Süre olarak oldukça uzun bir sürede gerçekleştirdim bu eseri.”şeklinde konuştu.

 

KAYIP SANDIK: 10 EMİR

Sanat ve tasavvufun birleştiği “Kayıp Sandık” eserini anlatan Bilgiç, “Kayıp sandık diye biliniyor. 10 emir yazıyor üstünde. Tevrat’ı incelediğimizde şöyle geçiyor “Ya Musa bir sandık yap. Akasya ağacından olsun. Ve üzerini altınla kapla. O sandığın içerisine on emiri koy. On emirin enerjisine altın ve akasya ağacından başka hiçbir şey dayanamayacaktır. On emir ise şöyle yaprakların yanlarında yazıyor. Başka tanrılara tapmayacaksın, anne ve babanı onurlandıracaksın, put yapmayacaksın, tanrının ismini kötüye kullanmayacaksın, çalmayacaksın, yalan söylemeyeceksin, öldürmeyeceksin, komşunun hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin, zina yapmayacaksın ve cumartesi gününü kutsal kabul edeceksin. Bu 9 emir bizim dinimizde de var. Sadece bizde Cumartesi Cuma diye geçiyor.” ifadelerini kullandı.

“SANAT, TASAVVUF VE MİTOLOJİ HARMANLAMASI VAR ÇALIŞMALARIMDA”

Çalışmalarındaki aşamalardan ve geçmişte yaptığı projelerden bahseden Bilgiç, “Önce çiziyorum, tasarlıyorum ve hikâyesini araştırıyorum. Mozaik çalışmalarında da bulundum. Bütün sokağı mozaik çalıştım. Bu eserler 1 milyon değerinde. Bu eserleri Altındağ Belediyesine bağışladım. Halkıma bağışlıyorum niyetiyle. Şu an aslında bir projenin içerisinde bulunuyorsunuz. Sanat, tasavvuf, mitolojisi harmanlaması var çalışmalarımda.” dedi.

“SİLAH DEĞİL SANAT VERELİM”

Bir sonraki projesini Malatya Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa yürüteceğini belirten Sıcak Cam Sanatçısı Bilgiç, “Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne bir teklifte bulundum.  Cam atölyesi açıyoruz ve teklifim kabul edildi. Bütün doğu ve güneydoğu illerinden ikişer genci getireceğiz. Orada cam hocalarını yetiştireceğim. Orada gençlerimize yönelik “Silah değil Sanat Verelim” adlı bir proje gerçekleştireceğiz.” diyerek sözlerini noktaladı.

MUSTAFA AKPINAR

 

Yayımlayan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir