MULTİDİSİPLİNER BİR SANAT: KUKLACILIK

Ankara Ulus Tarihi Pilavoğlu Han Çarşısı’ndaki atölyesinde kukla sanatını icra eden Kukla Sanatçısı Şevket Çetin, mesleğin inceliklerini ve yürütmüş olduğu çalışmaları İskemle Sanat’a anlattı.

Kukla sanatının Osmanlı döneminde Mızıka-yı Hümayunla başladığını ve günümüze usta-çırak ilişkisi ile geldiğini dile getiren Kukla Sanatçısı Şevket Çetin, 17 yıldır bu serüveni devam ettiriyor.

“SANATLA UĞRAŞAN İNSANDAN KÖTÜLÜK GELMEZ”

Kuklaya olan ilgi ve becerisinin babasının yanında başladığını ifade eden Şevket Çetin, “Babam terziydi, sanat okulu mezunuydu. Kendi mesleğini yapmadı. Onu çıraklığa vermişler ve terzi olmuş. Bende babamın yanında terziliği öğrendim.  Çok fazla hayalim var ve bunları gerçekleştiriyorum. Sanatla uğraşan insandan kötülük gelmez.  Sanatla uğraşan insanın kafası meşguldür. Dedikodu yapacak zamanı yoktur. Uykusunda bile projelerle ilgili düşünür.” dedi.

“TÜRKİYE TEMSİLCİSİYİM”

17 senedir kukla ve orta oyunu ile ilgilendiğini söyleyen Çetin, “ Kuklacılık sanatında Türkiye temsilcisiyim. Somut olmayan kültürel miras elçisi olarak yurtdışında ülkemizi temsil ediyoruz. Küçük yaşta resim yapıyordum ama üç boyutluyu Başkent Tiyatrosuna girdiğim zaman öğrendim. Usta çırak ilişkisinden geçtim. Ustam Mehmet Tahir Kiler ve onun ustası da Hadi Poyrazoğlu’dur. Hadi Poyrazoğlu ustamız, Atatürk ve İsmet İnönü’ye kukla ve karagöz oynatmış bir ustamızdı. Kendisi vefat etti.” şeklinde konuştu.

“KUKLADA HER ŞEYİ BAŞTAN ÇİZERSİNİZ”

Kukla yapım sürecinde çeşitli aşamaların bulunduğunu belirten Çetin, “Kuklada her şeyi baştan çizersiniz. İlk önce tasarım aşaması var. Yapacağımız tipi hayal ediyoruz ve bunu kâğıda aktarıyoruz. Sonra o kuklanın modellemesine başlıyoruz. Bu çeşitli tarzlarda olabiliyor. Kâğıt hamuru, ahşap oyma veya döküm kullanabilirsiniz. Hangi tarzda yapacağınıza karar verirsiniz. Ona göre tasarımdan sonra kalıplama işlemi çıkar. Kalıptan sonra dökümünü yaparsınız. Devamında kostümünü dikersiniz. Kukla yapma sanatı, birçok zanaatın ve sanatın birleştiği bir alandır. İlk olarak tasarım yapıyorsunuz ve resim yeteneğinizin olması lazım. Sonra bunu heykele dönüştürüyorsunuz. Heykeli bilmek gerekiyor. Ahşaptan üç boyuta çevirmeniz için marangozluk bilgisi gerekir ve bunun mekanizması var. Asgari düzeyde mühendislik bilginiz olmalı. Yayı nereye takacaksınız, kancası nereye gidecek bunları bilmelisiniz.” ifadelerini kullandı.

“EN SON SURİYE’YE GİTTİK”

Yurtiçi ve yurtdışında birçok iş yaptıklarını söyleyen Çetin, “Türkiye temsilcisi olduğum için yurtdışına gidiş kuklalarımı hazırlıyorum. Almanya’ya, Fransa’ya ve birçok Asya ülkelerine işler yaptık. Gönül coğrafyası olarak da en son Suriye’ye gittik savaş mağdurlarının yanına.  Yurtiçinde Kukla Kebap diye bir yer var Hadi amcanın oraya işler yapıyoruz. Kukla Kebap, 1959’dan beri içinde hem kebapçının olduğu hem de kuklaların ve geleneksel sanatların devam ettiği bir mekândır. Oralara işler yapıyoruz. Kişiye özel kuklalar yapıyoruz. İnsanlar fotoğraflarını getiriyor onların kuklalarını inşa ediyoruz. Kukla yapım, oynatım ve seslendirme olarak üç kısımdan oluşuyor. Biz hem yapımını, hem oynatımını ve seslendirmesini de gerçekleştiriyoruz.” diye konuştu.

MUSTAFA AKPINAR

Yayımlayan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir