TAHMİN VE KABULLENİŞ

Kendini bir çürümenin içine iter mi insan? Alışmak hissi çürümeyi bile kabullenir kılar mı? Böyle olunca bir girdapta debelenip durmaktan ne farkı kalır yaşamanın.
Yaşamak üzerine fikir yürütelim biraz. Yaşamak bazen olacak olanları tahmin etmek ve kabullenmek, bazen ‘’artık çok geç’’ demek ve yaşananların arkasından ‘’ah keşke’’ demek bazen.
Tatar Çölü’nde bu üçlemeye rastlıyoruz. ‘’Tahmine, artık çok geç demeye ve kabullenmeye.’’ Sonra bir kaleye ‘’Bastiani Kalesine.’’ Bu öyle bir kale ki aslında herkesin kendi için büyük umutlarla inşa ettiği, zaman zaman içinde saklanıp cesaretsizliğini, ataletini, saplantılarını sakladığı, tercihlerini burada yaşamaya mecbur ettiği bir kale. Bir farkla; Herkesin kalesinin adı başka.

Rahatım Bozulmasın Ciheti

Aramızdan kaç kişi tercihlerini korkmadan yaşayabiliyor ki? Seçtiğimiz yolun dışında yürümeyi kaçımız göze alabiliyoruz? Çoğumuz aman rahatım bozulmasın cihetinden bakıyoruz hayata ve cesursa başka başka yollarda koşanlara gıpta ediyoruz durmadan…
Dino Buzzati ‘’tercih etmeyi ve sonuçlarına katlanmayı’’ genç bir teğmen üzerinden bizlere aktarıyor. Kahramanla öyle bir bağ kuruyorsunuz ki yanına varmak ve onu yönlendirmek istiyorsunuz. Sizi bir şeyler rahatsız ediyor çünkü. Teğmenin olmasını istediği şeyi saplantılı bir şekilde beklerken; gençliğinin ve hayallerinin yavaş yavaş çürüyeceğini bilmesi, buna rağmen müdahaleden bu kadar kaçak olması, belki de bahsettiğim rahatsızlığın sebebi budur. Kitap bittiğinde gözlerinizi kapatıp, geriye yaslandığınızda anlıyorsunuz.

Yaşamak ve umut etmek

Son olarak şunu söylemeliyim ki kahramanın tercihlerine kızanların sayısı hayli fazla. Oysa bahsettiğim gibi çoğumuz çölün ortasında bir kale inşa eder ve bu kalede olmasını istediğimiz şeyleri umutla bekleriz. Hal böyleyken görevini yerine getiren bir Teğmene kızmak yersiz. Aslında onca olaysızlığın içinde sabırlı bekleyişi takdire şayan.
Düşünün hepimiz bir umuda bağlayıp geçirmiyor muyuz hayatı? Evrensel ortak nokta ‘’Yaşamak ve umut etmek.’’
Bu şehrin göbeğinde sevdiğimiz insanların yanındayken de böyle Tatar Çölü’nde de böyle.

AMİNE İBİŞ

Yayımlayan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir